12 Eylül 2012 Çarşamba

Mavi Bir Sevgili İçin

I.
Hep mi güzeldin, yoksa o gün mü güzelliğin üzerindeydi? Birden alnımı bir duvara çarpmış gibi oldum. Bir duvarmışım da yıkılmış gibi oldum. Bir çiviymişim de bir duvara çakılmış gibi oldum. Kalbim bir duvarla çevrilmiş gibi oldum. Dünyanın kalanından bir duvarla ayrılmış gibi oldum. Bir duvarmışsın da dibine gömülmüş gibi oldum.

II.
Hep mi maviydin, yoksa yanımdayken mi bütün maviliğin üzerindeydi? Bakışın o kadar maviydi ki gökyüzü ve denizler birleşse, ancak o kadar mavilik bir araya gelirdi. Bütün ressamlar maviyle çalışsa, ondan çok daha mavi. Herkes aynı anda mavi bir şey düşünse, yaklaşık o kadar mavi. Dünyaya baksan aydan, o kadar güzel ve yuvarlak bir mavi. Boğulsam da bir denizde dibe çökmem yüz yıl sürse, öylesine koyu ve derin bir mavi. Benliğim maviye keserdi ya, sen de görürdün, işte onun gibi bir mavi.

III.
Dünyaya bir uçurum olarak mı geldin, yoksa uçurum olmayı mı sevdin? Ucundan kaç defa düştüm de yine uslanmadım. Gidince bir yanım uçurum kaldı, ikide bir yuvarlanıp düştüm. Uçurumları kıyasladım boşluğunla, eksik kaldılar hep yanında. Uçurum bitkileriyle söyleştim ot dilinde. Deniz kuşlarını seyrettim ayağı denizle öpüşen uçurumların terasında. Martılar ne çok uçtu; ne çok şey anlattılar uçurumlarda biten aşklara dair.

IV.
Hep mi hayaldin, yoksa gidince mi hayale dönüştün? Senin için yazdıklarıma bakınca anlıyorum; sahiden varmışsın. Şimdiki sana bakıyorum; sanki sen hiç yokmuşsun. Senden haber alıyorum; aslında hiç varolmamışsın. Dilime yapışan kelimeleri tekrarlayınca anlıyorum; “sence” diye bir dil konuşurmuşum. Unutmanın ilmini çalışıyorum; olmayabilirmişsin. “Düş nedir?” diye düşünüyorum; galiba senin gibi bir şeymiş. “Ya gerçek?” diyorum; belki sen olabilirmişsin.

V.
Güzeldin, gördüm
Maviydin, sevdim
Uçurumdun, düştüm
Hayaliz, bildim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder