5 Aralık 2011 Pazartesi

Olmasan




Orda öyle duruyorsun, güzelliğin dikey bir kanıtı gibi
Boşluğun kütlesinden yontulmuş canlı bir heykel
Hatların kusursuz bir orantıyla bölmüş evreni
Orada öyle duruyorsun
Her akşam o kirli kaldırım bir anlığına şenlensin diye.
Senin dışında kalan uzam ışıltısız
Kaldırımlar zaten çer çöp
Tabelalar çirkin
Havada kurşuni bir kasvet
Asfalttan tabanlarıma vuran kan uğultusu
Kulağımda savaş naraları, küfürler, ambulans sirenleri.

Bir yetim kıza bir memleket tecavüz ediyor sırayla
Erdem ve namus içinde
Ahlak ve töre içinde
Kalbimize boşaltıp kasıklarındaki zehri
Lekeli donlarını çekip mazbut yaşantılarına dönüyorlar
Çoban değil hiçbiri
Gayet vatandaş, alabildiğine millî
Belki Cumaları namaza gidecekler nikâhları düşmesin diye
“Çocuk bayramı”nda bayrak asacaklar pencerelerine.

Ah, senin dudaklarının o kızılı da olmasa kırmızıya inancımı yitireceğim.

Orada öyle duruyorsun
Her akşam bir sigara içimi müddetince. O otobüs gelinceye
Küçücüksün;
ve ellerin burada bulunuşun kadar narin ve ölümlü
Ama kainattan kesip aldığın hacim kainatın kendisi kadar büyük
Bu anlamın inancıyla ayaktayım hâlâ
Orda olmasan beni her sabah yatağa çivileyen “tekrar”ı yenip de kalkamam.

Orda öyle duruyorsun
Saçlarını usulca savuruyor rüzgâr
Kirpiklerine dolaşıyor bir teli, bir başkası ağzına giriyor.
Şefkatle tutup ensene atıyorsun
Bir elmayı dalından düşerken görsen yüreğin sızlar
O merhametin ki, aslında bir âlemi kurtarmaya yeter
Bir bilsen; bir bilseler.

Orda öyle duruyorsun
Her akşam benim hayata yeniden başlama müddetimce
İncecik boynun, vaatkâr memelerin, sıcak ve gergin karnınla
Bağırsakların gurulduyor
Ayıp bir şey düşünüyorsun, tüylerin ürperiyor aniden,
Böyle şeyler düşünmek insanı hapşırtır; hapşırıyorsun.
Acıkmış, üşümüşsün
Şehrin tozu matlaştırıyor yüzünü
Kalabalığın kiri silüetini gölgeliyor
Yoksayıyorum öteki her şeyi
Bakışım bakışına değiyor ara sıra.
Gülümsüyorsun
Tanrının iyi tarafını görüyorum gözlerinde.

Orda öyle duruyorsun her akşam
Her şey iyiye gidiyor bir anlığına
Sonra bir otobüs geliyor, biniyorsun
Kütlenden daha derin bir boşluk kalıyor geride
Gölgene bakıyorum
Taştaki ayak izlerine
Havaya çizdiğin resme
Otobüsün camından sızan bulanık bakışına
Sigaram tükeniyor, topuğumla bastırıp söndürüyorum
Bir gün daha bitiyor
Birazdan beni de alacak bir otobüs
Eve gidip kurulacağım televizyonun karşısına
Nutuk dinleyeceğim, karanlık sözler işiteceğim
İnsan mezbahasından canlı yayın var bugün yine

Ah, sen her akşam orda olmasan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder